Terzi Nezih Mahallesi 10
Terzi Nezih Mahallesi – 10 (Ahmet Memmnun)
Gizemli ihtiyar kahveye gireli beş dakika olmuştu. Beş dakika insan ömrü için gayet kısa, ancak olağandışı bir durum için çok uzun bir zaman sayılabilirdi. Mahalleli için de öyle oldu bu. Sadece vaktin uzun gelmesi değildi sıkıcı olan. Bu ihtiyar, artık her kimse, eski yüzyılların toprağına nazar etmiş hissi uyandıran o soluk gözleriyle karşılarına dikilmiş, her […]
Terzi Nezih Mahallesi 9 (Ahmet Memnun)
“Yakını öldürülmüş birine taziyeye giden katilleriz hepimiz.” Memduh Keman Tartışma devam ederken Feridun Fiyakalı’nın sesi duyuldu : “Bana bir çay daha getir Sabahattin.” “Oralet mi istiyorsun Feridun abi?” dedi çırak. “Oğlum ben anlaşılır konuşmuyor muyum? Çay diyorum…çay… Biri üç, diğeri altı harfli. Yanlış anlaman imkansız. O halde benimle dalga geçiyorsun.” “İyi de abi sen demin […]
Terzi Nezih Mahallesi – 8 (Ahmet Memnun)
“Ne güzel! Kimse bilmiyor…” Denizci Tayfun Zerre kadar sevmediği çırağının yara bere içinde kaldığını gören Memduh Keman topluluğa bakarak: “Doktor… Doktor var mı aranızda?” diye sorduğunda ve mahalleli ‘yok’ anlamında başını salladığında Fehmi Fettan’ın yüzündeki ifade görülmeye değerdi. Önce elini kaldırdı Doktor Fehmi. Umursanmayınca “ben, ben” diye çaresizce inledi. Baktı olmuyor, ayağa kalktı. Ellerini ‘ben […]
Terzi Nezih Mahallesi – 7 (Ahmet Memnun)
“Bir adam tanırdım. Ona göre, bir şey henüz nihayete ermediği halde hatıra olurdu.” Sinan Büyüklerin anlattığına göre, iki asır kadar önce Nezih adında bir terzi yaşamış bu mahallede. Şimdi, bakkalla manavın arasındaki o boşluktaymış küçük dükkanı. Herkesin sevip saydığı, lafını dinlediği bir adammış Nezih. İşinin de ehliymiş doğrusu. Diktiği kumaşların kalitesiyle yükselen namı önce mahalleyi, […]
Terzi Nezih Mahallesi – 6 (Ahmet Memnun)
Piyanist, Şemsi’nin birazdan geleceğini söyleyerek kalabalığı geniş bir salona bıraktı. Salon öyle genişti ki o gözü pek, o civanmert Sabahattin bile kaybolmaktan korkup Memduh Keman’ın elini sıkıca tuttu ve ustasının dizinden bir an olsun ayrılmamaya karar verdi. Ona haddinden fazla sokulmuş olmalı ki Memduh sağ eliyle Sabahattin’in yuvarlak alnına şaplağı indirdi. İnsanı korkutan büyüklüğünün aksine […]
Terzi Nezih Mahallesi – 5 (Ahmet Memnun)
- 1. bölüm – 2. bölüm – 3. bölüm - 4. bölüm - “Galiba sonumuz kötü başlayacak.” Tuhafiyeci Sami Tarih böyle bir hataya, böyle bir yanlış anlamaya, böyle bir karavanaya daha önce şahitlik etmiş midir bilinmez. Tarih bu, şahitlik eder, tanık olur, ötesiyle ilgilenmez elbet. Tarih şaka yapar gülmez, mezar kazar ölmez, sıktıkça sıkar ama […]
Terzi Nezih Mahallesi – 4 (Ahmet Memnun)
- 1. Bölüm - 2. Bölüm - 3. Bölüm - “Kız savaşçı ve göçebeydi. Erkek savunmasızdı ve durgun su gibiydi. Erkek kızı sevdi. Kız, sadağındaki ‘sen de kimsin’ okunu çıkarıp nişan aldı. Yay tutukluk yapmadı. Ok ıskalamadı. Her şey olması gerektiği gibi oldu.” Demirci Durmuş Sude Amerika’ya döneli beş gün olmuştu. Bu beş günde hiçbir […]
Terzi Nezih Mahallesi – 3 (Ahmet Memnun)
- Yazının Birinci Bölümü İçin Tıklayın - Yazının İkinci Bölümü İçin Tıklayın - “Bu duyduğumuz, yalandan başka bir şey değil kardeşim.” Enes Terzi Nezih Mahallesi’nde ayın neredeyse tamamına yayılan bir gelenek olan toplu yapılan kahvaltılardan bahsetmek lazım. Meydandaki büyük sokağın kaldırımlarına masalar kuruluyor, hanımlar evlerinde yaptıkları sarmalar, patates kızartmaları, yumurtalar ve ellerini cömertçe attıkları dolaplarından […]
Terzi Nezih Mahallesi – 2 (Ahmet Memnun)
- Yazının Birinci Bölümü İçin Tıklayın - “Bu gördüğümüz, rüyadan başka bir şey değil kardeşim.” Cemil Gerçekleşmeyen hayalleri, çoktan unuttuğu ümitleri, kepengini her daim kapalı tuttuğu beklentileriyle Hakkı bu mahallede yaşıyordu. Sabah kahvaltı yapmadan evden çıkan, bir de fena halde uykusuz olan insanların görünümü vardı her zaman Hakkı’da. Kıpırdayan kirpiklerinin altında bir çift göz olduğundan […]
Terzi Nezih Mahallesi – 1 (Ahmet Memnun)
“En çok da ‘ilkler unutulmaz’ diyenler canımı sıkıyor.” Hakkı Doğduğu günü hatırladığını iddia eden kaç insan vardır? Bu tuhaf soru önce bir elin parmaklarının sayısını hatırlatır, ardından da çelimsiz vücudu, kolay kırılan kalbi, kenarda kalmayı seven yapısı ve küçük dünyasıyla serçe parmağını andıran Hakkı’yı. Hakkı o kalın elin ince parmaklarından biriydi ve bununla gurur duyuyordu. […]
Son Yorumlar