Sayı 3 6
Müştak Zeki’nin Yanan Günlükleri – 2 (Kerim Salih)
- Yazının Birinci Bölümü İçin Tıklayın - 18. SAAT Gece saat üçü on geçe bir karar verdim. 18 saattir verdiğim bu kararı düşünüyorum. Uyumadım ve aklımdan başka hiçbir şey geçmedi. Sadece onu düşünüyorum. Bugüne kadar aldığım hiçbir kararın arkasında durmadım. Fakat bu farklı. Yine de yapabilir miyim bilmiyorum. Bakalım Diabetes – Behandeling online , biraz […]
Söylemediği Sözlerle Necip Fazıl (Ferhat Dağdelen)
“Sokak lambası gibi olma ey yâr! Kime yandığın belli olsun…” mübarek, müberra, mukaddes ve muazzez vecizesini sosyal medya hesabından paylaşmayan romantik #evladıosmanlı kaldı mı? Kaldı ise lütfen kendilerine iyi davranalım, onları hoş görelim, kollayalım, gözetelim. Zira, Küresel Rastladığı Her Karın Gurultusunu Mevlana ve Necip Fazıl’a Mal Etme Lobisi’ne karşı, türleri tükenmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. […]
Homo Microeconomicus (Ahmet Yıldırım)
Kaç paralık adamız lan? İnternette insan vücudunu oluşturan kimyasalların 2000 dolar ettiğini okumuştum, onları sallamıyorum. Öyle hesaplanmaz o. Bugün malzeme maliyetiyle değeri hesaplanan hiçbir nesne kalmadı. Allah’ın gökten saldığı suya boru döşeme parası, yerin altında sere serpe yatan petrole emperyalizm haracı veriyoruz. İnsanın değeri de piyasa maliyetiyle ölçülür. O zaman şöyle olsun: aylığı 3.000 TL’den […]
Terzi Nezih Mahallesi – 3 (Ahmet Memnun)
- Yazının Birinci Bölümü İçin Tıklayın - Yazının İkinci Bölümü İçin Tıklayın - “Bu duyduğumuz, yalandan başka bir şey değil kardeşim.” Enes Terzi Nezih Mahallesi’nde ayın neredeyse tamamına yayılan bir gelenek olan toplu yapılan kahvaltılardan bahsetmek lazım. Meydandaki büyük sokağın kaldırımlarına masalar kuruluyor, hanımlar evlerinde yaptıkları sarmalar, patates kızartmaları, yumurtalar ve ellerini cömertçe attıkları dolaplarından […]
Bir Yolculuk Var Azizan – Nereye Diye Sormayın (Cengaver Müridoğlu)
Deveye sormuşlar boynun neden eğri, diye. Devenin ne dediğini merak edeniniz olduğunu hiç zannetmiyorum. Zaten ben de merak etmiyorum. Sarı çiçeğe sormuşlar siz de ölüm var mıdır? diye. Ölümsüz yer varsa biz de oraya gidelim derviş baba demiş. Çiçek deyip hafife almamak lazımmış demek ki. Neden bu yazıya bu kadar saçma sapan bir giriş yaptın […]
Trabzonlu Dolmuşlar (Ömer Turhan)
Kaldırımda yürürken yaylar çizen ellerimin insicamını bozup saçlarımın arasında gezdirmek için niyetlenmeye göreyim, hemen yanı başımda bir dolmuş bitiveriyor. Bazen öyle oluyor ki; kaldırımda yürürken arkadaşımın söylediklerini dinliyorum, ama anlattıklarını onayladığımı gösteren vücut hareketini yapmaya korkuyorum. Korkuyorum çünkü biliyorum ki bir dolmuş usulca sokulup yanımızda duracak. Sanki hareketlerimin içinde komut yerine geçen bir an var, […]
Son Yorumlar