Sayı 1 6
Beli Açık Uyuyan Adam: Ömer Faruk Arslan (Batuhan Okutan)
Adamın biri size gelip dünya ve ülke politikasını etkileyen bütün olayları rüyasında gördüğünü, afetleri rüyaları sayesinde önceden haber verebildiğini, insanların gizli planlarını öğrenebildiğini söylese ve sonra fantastik sinema tadında acaip garaip rüya kurguları anlatsa o adam hakkında ne düşünürsünüz? “Döşemeleri eksilmiş la bunun” mu dersiniz? “Çarpılmış zahir” mi, “fazla yeyip de yatmasın” mi dersiniz yoksa? […]
Jean Jack Rousseau’dan Kask-Mask-Robocop’a (Murad İstanbulî)
Üsküdarlı birisinin -iyi saatte olsunlar- mahalle baskısı sonucu Üsküdar’a takriben 1700 km uzaklıkta bir yerde yazı yazmaya çalışıyorum. Burası sekizinci katta bir daire. Bir sürü de işim var. (Yazar burada Üsküdarlı’ya selâm ediyor.) Her neyse, siz beni anlıyorsunuz değil mi sevgili okuyucular… Ses gelmedi; efenim, anlayamadım? Oğuz Atay vaktiyle şöyle sormuş; ‘’Ben buradayım sevgili okuyucu […]
Kahramanlar Hortum Tutmaz, Musluğu Açar (Kerim Salih)
İnsana dair asgari düzeyde bilgisi olan tek canlı insandır belki. Anlaşılması zor doğası, değişmeye meyilli yapısı, içinden ne zaman ne çıkacağı kestirilemeyen kalbi, dünyayı aşabileceği gibi çukur diplerinde pineklemeyi de başarabilen karakteri ya da bütünüyle “yabancı” oluşundan kaynaklanıyor olabilir bu. Bilemiyorum. Aynı anda iyi ve kötü olabilen iki farklı cephesi var insanın. Daha fenası, kötü […]
Hazan Mayısta Başlar – 1 (Ahmet Yıldırım)
Benim için hazan mevsimi mayısta başlar, yaprakların dökülmeye başladığı eylülde sonlanır sevgili okurlar. Halkımızın düğün mevsimi olarak andığı bu telaşe dönemi, hayatımın üstüne her yıl bir karabasan gibi çöreklenir. Hayır, her evlilik haberinin bekarlar havuzunu bir kişi daha küçülterek muhtemel eşler evrenimi daraltmasında asla değilim. Olsam da size söylemem. Çakallığın nihanı makbuldür, o kadarını ben […]
Terzi Nezih Mahallesi – 1 (Ahmet Memnun)
“En çok da ‘ilkler unutulmaz’ diyenler canımı sıkıyor.” Hakkı Doğduğu günü hatırladığını iddia eden kaç insan vardır? Bu tuhaf soru önce bir elin parmaklarının sayısını hatırlatır, ardından da çelimsiz vücudu, kolay kırılan kalbi, kenarda kalmayı seven yapısı ve küçük dünyasıyla serçe parmağını andıran Hakkı’yı. Hakkı o kalın elin ince parmaklarından biriydi ve bununla gurur duyuyordu. […]
Ekmeğin zeytine kafa attığı yıllar (Cengaver Müridoğlu)
‘Ekmek’li sloganların bir kısım siyasetçi tarafından içinde bulunduğumuz dönemin şartlarina hiç de uygun olmayan şekilde siyasi malzeme olarak kullanıldığı bir süreçten geçtik. Sevgiyi ekmek için buğday ekmeğinin reklamı yapılamayacağına göre, lapayı da kimse yemedi. 2014 yılında ekmek üzerinden siyaset yapmanın vehametini bir kenara bırakıp ‘Türkiye’de petrol vardı da biz mi içtik’ diyen demirellerin, ‘füzelerle savaş […]
Son Yorumlar